Sevgili okurlar, yazıma değerli bir büyüğümün anlamlı bir sözü ile başlamak istiyorum: "Başarılı olmak kolay. Saygı değer olmak zordur. Kazanmak için tüm etik ve ahlaki değerleri ezip geçenler başarılı olur ama saygı değer olmaz." Dün gece evde anneannem ve annem ile otururken,özel bir kanalın haber tekrarlarında seçimlere az kalındığı bu süreçte partilerin birbirlerine ürettikleri sert söylemler beni üzdü. Bu konu üzerine anneanneme sizin döneminizde seçim süreçleri nasıl geçiyordu diye sordum. "Bizim dönemimizde seçimlerin iki popüler ismi vardı biri Bülent Ecevit Karaoğlan'dı, diğeri ise Süleyman Demirel'di çok çekişmeli süreçler yaşanırdı. Ecevitçiler, Demirelciler diye iki ayrılırdı. Parti liderleri; Doğu Perinçek, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan, Erdal İnönü, Süleyman Demirel televizyon programında buluşur açık oturumda ülkeyi tartışır, kendi vaatlerini anlatırlardı. Birbirleri ile hiç uyuşmayan kişilerdi. Bir tanesi bile birbirlerine hakaret etmezdi. Bizim zamanımızda siyasi nezaket vardı" cevabını aldım. Şimdi ise son 20 yıldır hiçbir partı liderinin bir araya gelip tartıştığını, süreci değerlendirdiğini görmedik. Hadi bunu geçtim,birbirlerine iltifat ettiklerini duyduğumuzda inanın ki dünya tersine dönecektir. 20 yıllık bu gergin süreçte tabuları yıkmak isteyen ve diktatörlük sisteminden bunalmış  halkın çağrısını dikkate alan bir siyasi liderin öncülüğünde 6 partinin bir araya gelmesi demokrasi adına atılan güzel bir adım olmuştur. Tabi ki bu adım da tamamen siyasi nezaketin tekrar canlanmasında yeterli olmasa da yeni bir siyasetin kapılarını açmasında öncü olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu siyasi nezaketsizliğin halkın ve toplumun zararına olduğunun farkındayız. Tek kişinin yönetimine giren ülkemizde oy kaybı yaşanmaması için görüş farklılıklarının kutuplaştırılması,siyasetin holiganlaşan bir siyasete evrilmesine yol açmıştır. Artık olay ideolojiden çıkmış, kişiler ve milli değerler üzerinde şekillenen bir hal almıştır. Yapılan hatalar bile görmezden gelinip olayların üstü örtülmüştür. Ta ki yaşam koşulları insanların canına tak ettiği duruma gelene kadar. Ta ki okuyan ve sorgulayan bir neslin oy kullanma hakkını kazanana kadar.

 

 

'Yenilenen Dünyada Yenilenen Fikirler'

 

"Gençleştirebileceğimiz bir siyaset münkün" adlı yazımda da bahsettiğim gibi anket sonuçlarına göre gençlerin oy dağılımı önümüzdeki seçimde ülke kaderini değiştirebilecek durumda. Son 20 yılda bizlere alıştırılmış olan esip gürleyen, komşulara rest çeken, kimsye taviz vermeyen sert mizaçlı ve dindar formülü artık rafa kaldırma sürecine girmiş durumda. Yeni oy kullanacak 18 milyon genç ve bu durumdan şikayetçi olan seçmen artık ifade özgürlüğünün, siyasi nezaketin ve saygı çerçevesinde yaşanılacak bir sistemi istiyor. Özellikle gençlere baktığımızda beyin göçü yaptıkları ülkeler demokratik yapısı gelişmiş, eğitim ve refah seviyesi yüksek, aristokratik bir biçim ile politika yapan ülkeler oluyor. Burdan da nasıl bir ülkede nasıl bir lider profili istediklerini görmüş oluyoruz. Bu yüzden tüm parti liderlerine buradan sesleniyoruz

"Nezaket sizden, saygı bizden olsun"

 

Gönüllülükten doğan birliktelikler

 

Geçen yazımın sonlarına doğru Kılıçdaroğlu etrafında toplanan bir gönüllü ekibinin varlığından bahsetmiştim. Bu gönüllülük noktasında birkaç fikrimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye düzleminde girmiş olduğumuz seçim sürecinde farklı partilerin bir araya gelmesiyle oluşan Millet İttifakı çatısı altında 6 Parti buluştu. Amaç ülkenin kötüye giden gidişaatına dur diyerek korku diktatörlüğüne el birliği ile son buldurmaktı. Burada kıymetli olanın görüşlerin farklı olmasına rağmen ortak paydalarda buluşulmasıdır. Millet İttifakı'nın uzlaştırıcı ismi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidar olduktan sonraki süreçte uygulayacak politikaları anlatmak amaçlı kurulan Kılıçdaroğlu Gönülleri iki gün önce İzmir'de bir araya geldi. Hedeflerini anlatmak ve gönüllü takımına katılmak isteyenlerin sorularını cevaplamak amaçlı gerçekleştirilen toplantı, Kılıçdaroğlu Gönüllüleri kurucusu ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanı olan Ahmet Nazif Yücel, CHP Gençlik Kolları MYK'sı Kemal Güneri ve Gönüllülük takımı İzmir sorumlusu Sinan Sarıküse öncülüğünde ilerledi. Sadece CHP'lilerin içerisinde bulunduğu bir topluluk olmadığını gözlemlediğim Kılıçdaroğlu Gönüllüleri içerisinde farklı siyasi partilerin ve bireysel katılımların olması hatta MHP ve AKP üyelerinin de toplantıda bulunması bana ülkemizin zor günler geçirdiğini tekrar hatırlattı.  Daha Millet İttifakının adayının belli olmaması üzerine bu tarz bir çalışmanın 81 ilde yapılması, iktidar partilerinin oy aldığı illerde millet ittifakına oluşan ön yargıların kırılmasına vesile olacağına aynı zamanda 6'lı masanın Cumhurbaşkanı adayı seçerken de bu gönüllü takımının kararda etkili olacağına da inanıyorum. Gönüllü takımının söylemine göre cumhurbaşkanlığı seçimlerine Kılıçdaroğlu'nun adaylaştırmaya yönelik çalışma yapılmasa da insanların aklında "Kılıçdaroğlu' mu?" algısını yaratan bir isme sahip olduğu gözden kaçmıyor değil. Genç bir gazeteci olarak ilerleyen süreçlerde 6'lı masadan çıkacak aday kim olursa olsun bu gönüllülük takımı çıktığı bu yolda kararlı. Gönüllülükten doğan birlikteliklerle sağlıklı bir yapı. Ve bu yapının isteği

 Nex station iktidar...